PvP ServeR Tanıtım MeKanıNız...
FORUMDAN DAHA KAPSAMLI SEKILDE UYE OLUNUZ SADECE 1 DK
PvP ServeR Tanıtım MeKanıNız...
FORUMDAN DAHA KAPSAMLI SEKILDE UYE OLUNUZ SADECE 1 DK
PvP ServeR Tanıtım MeKanıNız...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

PvP ServeR Tanıtım MeKanıNız...

PvP ServeR PayLaşım NokTaSı
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 AMERİKAN FİLM BENZERLİKLERİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ayet75
U.D.AdMiN
U.D.AdMiN
ayet75


TAKIMLAR : 3
Mesaj Sayısı : 447
Kayıt tarihi : 14/06/09
Yaş : 33
Nerden : Ä°sTerSen

AMERİKAN FİLM BENZERLİKLERİ Empty
MesajKonu: AMERİKAN FİLM BENZERLİKLERİ   AMERİKAN FİLM BENZERLİKLERİ EmptyCuma Haz. 19, 2009 6:59 pm

Polis arastirmalari sirasinda en az bir kez bir striptiz salonuna ugramak sarttir.
Amerika'daki bütün telefon numaralari 555 ile baslar.
Biri
sizi sehirde kovaliyorsa, senenin hangi günü olursa olsun, genellikle
St. Patrick Gunu torenlerine rastlarsiniz ve kalabaliigga karisirsiniz.
Butun
yataklarda L seklinde çarsaflar bulunur ve bu çarsaflar kadinin koltuk
alti hizasina kadar uzanirken onun yaninda yatan erkegin bel seviyesine
kadar uzanir.
Bütün market alisverisi çantalarinda en az bir somun Fransiz ekmegi bulunur.
Kontrol kulesinde konusabilecek birini bulan herkes bir uçagi indirebilir.
Herhangi
bir binanin havalandirma sistemi mükemmel bir saklanma yeridir. Sizi
orada aramak kimsenin aklina gelmez ve siz de hic bir güçlükle
karsilasmadan binanin herhangi bir bölümüne gidebilirsiniz.
Silahi yeniden doldurmaniz gerekiyorsa, daima muhimmatiniz bulunur... daha önce hiç tasimiyor olsaniz bile.
sehriniz
tabi bir felaket ya da bir canavar tarafindan tehdit ediliyorsa
belediye baskaninin ilk endisesi turistler veya yakinda açilacak bir
sergidir.
En tehlikeli yaralarla yaralanan biri gikino bile çikarmaz, ama bir kadin yaralarini temizlerken inler.
Bir pencere cami bariz gözüküyorsa, az sonra oradan biri disari atilacaktir.
Taksiye
ödeme yapmak icin cüzdaniniza bakmaniza gerek yoktur; elinize gelen ilk
parayi çikarip uzatin, tam ücret kadar olacaktir.
Mutfaklarda elektrik dügmeleri bulunmaz. Geceleyin mutfaga girdiginizde buzdolabinin kapisini açmaniz yeterlidir.
Kelime
islemciler asla cursor ekrani gostermez. Onun yerine hep "sifreyi
giriniz" yazar. Bilgisayarlar her tusa basildiginda bip sesi çikarirlar.
Anneler
her sabah yumurta, salam vs den ibaret kahvalti sofrasi hazirlarlar,
ancak baba ve çocuklarin kahvalti yapacak zamanlari hiç olmaz.
Kabustan uyanan biri daima dimdik oturur ve hizli hizli solur.
Elektronik zamanlama gereçlerine sahip bütün bombalarin üzerinde bombanin ne zaman patlayacagini bildiren büyük ekranlar vardir.
Ziyaret ettiginiz binanin tam önüne park etmek daima mümkündür.
Bir detektif bir davayi ancak askiya alindiginda çözebilir.
Bir çok laptop bilgisayar, istilaci uzayli uygarliklarinin iletisim sistemlerini bozacak kadar güçlüdür.
Dövüs
sanatlari içeren bir kavgada dusmanlariniz sayica ne kadar çok
olurlarsa olsunlar etrafinizda dans ederek dönüp dururlar ve öncekiler
nakavt oldukca sirayla kavgaya girerler.
Biri kafasina yedigi darbeyle baygin düsse bile asla bir beyin hasari veya travma geçirmez.
Polis departmanlari memurlarini kesinlikle zit karakterlileriyle eslestirmek icin onlara kisilik testleri uygularlar.
Yalniz baslarina kaldiklarinda yabancilar Ingilizce konusmayi tercih ederler.
Her ihtiyaç duydugunda elektrikli testere bulman mumkundur.
Bir
kagit ataci veya bir kredi kartiyla her kapi açilabilir; tabi, bu kapi
içinde bir çocuk bulunan ve yanan bir evin kapisi degilse.
Hiç bir araba kilitlenmez camlari dahi örtülmez. Dünyanin arabasi calinir ama bunlar hariç.
FBI, CIA'in bilgi sistemleri birileri bize girse de pat diye cevap versek tarzinda çok misafirperver calismalar içindedirler.

TÜRK SİNEMASI REPLİKLERİ

-Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da.

-Annecigim, ben bu amcayi cok sevdim. Ona baba diyebilirmiyim?

-Bana annemi tekrar anlatir misin babacigim?
Senin annen bir melekti yavrum.

-Neden agliyorsun annecigim?

-Hayir yavrum aglamiyorum. Gozume toz kacti.

-Benim de senin yaslarinda bir oglum vardi evladim.

-Seni sevmiyorum, seninle oyun oynadim, bunu anlamadin mi hala.
( Aktor veya aktrist amansiz bir hastaliga_genellikle ince hastaliga tutuldugu zaman sevgilisine soyledigi ilk cumle.)

-Annen sen dogarken oldu yavrum.

-N'olur gercegi soyleyin doktor yasayacak miyim?

-O kizla evlenirsen, seni mirasimdan mahrum, evlatliktan men ederim.

-Nayir Necla, n'olamaz.

-Hayir siz kovmuyorsunuz, ben vazifemden istifa ediyorum.

-Tanrim, bu resim... bu resim...

-Ben fakir bir gencim, sen ise zengin bir fabrikatorun kizisin.

-Biz ayri dunyalarin insaniyiz.

-Aman tanrim, goremiyorum... Goremiyorum.. Kor oldum.

-Goruyorum... Goruyorum..

-Evlenince pembe pancurlu bir evimiz olacak.

-Aman Allahim, ne kadar mesudum.

-Hayir.. Durun..! Kemal sucsuzdur.. Aradiginiz suclu benim !

-Bizim bu dunyada yasamaya hakkimiz yok mu be hakim bey abicim. Ha?

-Bu ses.. Bu ses.. Olamaz, git.. Git buradan..

-Vucuduma sahip olabilirsin ama ruhuma asla.

-Ustlendigin vazife cok muhim Kemal, bu gorevi layikiyla yapacagindan eminim.

-Ben kor bir gencim, hayatimi keman calarak kazanirim. Rica ederim duygularimla oynamayin.

-Sen arkadasimin askisin.

-Sizi ebediyete kadar bekleyecegim.

-Lutfen haddinizi biliniz.

-Metanetinizi muhafaza ediniz. Tanridan umit kesilmez.

-Tanrim ne kadar bedbahtim.

-Bana yillar once cilgincasina sevdigim bir kadini hatirlattiniz...

-Babanin kanini yerde koma ogul.

-Iste bana yazmis oldugun ask dolu mektuplar. Meger hepsi yalanmis. Al bunlari.

-Hayir Tamer... Olaylar sandigin gibi degil.

-Fakirsin sen.. Fakir.. Fakir..

-Beni paranla satin alabilecegini mi sandin?

-Bu resimdeki amca kim anne?

-Sen kac yigidim, ben onlari oyalarim.

-Hayir.. Hayir.. Tertemiz hislerimle oynadin benim.

-Biliyordum.. Olmedigini biliyordum Rifat.

-Oh ne saadet.

-Yaa Justinyanus, iste buna Osmanli tokadi derler.

-Yettim yigidim.

-Yavrum Istanbul sana neler etmis?

-Saadet dolu yuvamiza kara bir golge dusurdun.

-Bizim gibi insanlar serefleri icin yasarlar, namuslari icin olurler. Ama sen bunu anlayamazsin.

-Ben artik yarim bir insanim.

-Cocugumun ameliyat parasi icin yaptim herseyi.

-Aglamak istiyorum.

-Demek ikimizde ayni kadini sevdik.

-Olmadi Neriman, yapamadim.. Seni unutamadim.

-Ben sirtimda tas tasir, yine seni okuturum yavrum.

-Soyleyemedim anne, babamin simitci oldugunu yine soyleyemedim !

-Son nefesimde herseyi itiraf etmek istiyorum. Katil benim.

-Demek askimiz bir yalandi.

-Parayla saadet olmaz evladim, bunu sakin unutma.

-Tanrim neden, neden ben!

-N'allahim...sen sen ...bu ses n'olamaz...


YABANCI FİLM HATALARI

VERTICAL LIMIT

Filmin başında babaları düşerken 3 saniye boyunca ekranın üstünde duruyor. Ama arkada kuşlar ötüp, uçuyorlar.

ERIN BROKOWICH

Erin, araştırmaya gittiği yerdeki çocukla konuşurken mikrofon yukarıdan gözüküyor.



MISSION IMPOSSIBLE 2

Otomobil ile kovalamaca sahnesinde Tom Cruise'un emniyet kemeri takılıyken bir sonraki görüntüde takılı değil.

INDEPENDENCE DAY

Filmde uzaylılar kente saldırıyor ve her yerde yangınlar başlıyor.
1-Ertesi gün hiçbir yer yanmıyor. Tek bir ateş bile yok. Bütün kentin yangınını kim söndürdü?
2-Binaların enkazı da aynı günde kaldırılıyor. Ortada hiçbir yıkık bina yok.
3-Tüneldeki bir odaya saklanan kadın kurtuluyor. Nasıl oluyorsa o oda yanmıyor.
4-Her yer yanıyor ama ağaçlar sapasağlam.
5-Uzaylıların
saldırısının ardından filmde karı-koca olan çiftten erkeği ABD Başkanı
ile birlikte aynı yerde, bayanı ise ABD Başkanı'nın eşi ile aynı yerde
kalıyor. Bu kadar rastlantı?

END OF DAYS

Filmin başında
şeytan bir hava kütlesi olarak dolaşıyor. Restaurant'a giriyor ve
kamera restaurantı dışarıdan gösteriyor. Ancak bu hava kütlesi
pencerenin arkasından geçerken, pencerenin çerçeveleri de kabarıyor.

TITANIC


Geminin ön kısmı batarken yatakta yatan ve beraber ölen 2 ihtiyar daha sonra kayıklara binerken görülüyor.


Başlangıç
sahnesinde çekimlerin yapıldığı kara parçası, üzerindeki film ekibiyle
birlikte uzaktan göze çarpıyor. Bu durum, geminin battığı sahnelere
kadar sık sık tekrarlanıyor.

Jack (Leonardo Di Caprio) ve
arkadaşı, geminin güvertesinde denizdeki yunusları seyrediyor. Ancak,
küçük bir sorun var. İki yanı beyaz olan bu cins yunuslar, Pasifik
açıklarında yaşar, Atlantik'te değil.

Filmdeki "genç Rose"un gözleri yeşil iken, yaşlılığını canlandıran aktris mavi gözlü.

Jack, Rose'a sarı kağıda yazılı bir not veriyor, Rose, notu açtığında kağıt, bir anda beyaz oluyor.

İnsanlar, buz dağına çarpan gemide, bir oraya, bir buraya savrulurken, geminin altında bunu sağlayan kaydırak gözüküyor.

Dikkatli
izlendiğinde Jack'in birinci mevki restoranına girdiği cam kapıya
karşıda çekim yapan kameramanın görüntüsünün yansıdığı görülüyor.

Rose
filmin sonunda kurtulmak için bir düdük bulup çalıyor ama onca soğuğa
rağmen metal düdük hala nasıl çalışıyor ve ağzına yapışmıyor.

Titanic tamamen battıktan sonra Rose denizin dibinden çıkıyor ve makyajı hala kusursuz.

Jack, Rose'a resimlerini gösterirken ve Titanic'in önünde el ele tutuşurken, güneşin konumu geminin gidiş yönüne göre yanlış.

Jack'in büyüdüğüm yer olarak Rose'a bahsettiği göl, yapay ve o tarihlerde bulunmuyor.



SAVING PRIVATE RYAN

Savaş sahnesinde vurulan bir asker, sol kolunu kaybediyor. Daha sonra, yerden bir sağ kol alıp gidiyor.

Filmin
başından sonuna kadar Fransızca bilmediğini söyleyen Tom Hanks, filmin
sonunda Fransızca bir şarkı dinliyor ve her nasılsa ne dendiğini
anlıyor.

Herkesin Fransızca konuştuğu birliğe bombardımanın başlayacağını bildiren telgraf, Almanca geliyor.

Çevrede onlarca kum torbası olmasına rağmen, bir asker, bomba yapımı için çorabını veriyor.

Askerler, bir sahnede keyifle filtreli sigaraları tüttürüyorlar. Hem de bu sigaralar icat edilmeden yıllarca önce...

BRAVE HEART

Filmin en can alıcı savaş sahnelerinin birinde dikkatli bakıldığında arkadan beyaz bir kamyonet geçiyor.

Savaşta kolu kopan bir adamın başka bir sahnede kopan kolu, yerine geliyor.

Filmde,
2. Edward'ın eşi, Fransız asilzadesi Isabella, kayınpederi 1. Edward
tarafından William Wallace ile konuşmaya gönderiliyor. Ama, genç kadın,
ona aşık oluyor, pek çok tehlikeye karşı uyarıyor, hatta ondan hamile
kalıyor ve 1. Edward, felçli olarak yatarken onunla alay ediyor.
Sonunda, Wallace idam ediliyor.

Ancak, filmdeki tarihi hatalar,
yenilir yutulur gibi değil. William Wallace, 1305'te idam ediliyor. 1.
Edward, 1307'ye kadar felç gibi bir rahatsızlık geçirmeden gayet
sağlıklı yaşıyor. 2. Edward, Isabella ile 1308'de evleniyor ve kraliçe,
İngiltere'ye o tarihlerde ilk kez geliyor. Asla Wallace'ı ya da 1.
Edward'ı tanımıyor. İlk çocuğu 3. Edward'ı da 1312'de doğuruyor. Yani,
Wallace'ın bu çocuğun babası olabilmesi için mezarından çıkması
gerekiyor.

Filmde, baltalar, lastik top gibi zıplıyor.

Savaş sahnelerinden birinin figüranlar gözlüklü ve saatli olduğu için yeniden çekildiği biliniyor.

Son
olarak, Wallace'ın idam sahnesinde kahramanın başının yanındaki
perdenin arkasında içi kırmızı boyayla dolu bir sprey şişesi görülüyor.

MUMMY

Mumyaların
içine konan siyah böceklerin insanları yavaş yavaş yediği söyleniyor
ama ayağı takılıp yere düşen birini bu böcekler anında temizliyor.

MAVİ KORKU

Doktor
bayan, suya elektrik vermeden önce soyunup elbisesini ayağının altına
koyuyor. Ama o kadar tehlike içinde, bir sonraki sahnede giyinik ve
üstü gayet düzgün.

KURTLARLA DANS

Filmin sonlarına doğru
Kevin Costner'ın "yakın dostu" vahşi kurt, Amerikan ordusu tarafından
öldürülüyor. Ordu uzaklaşıyor, görüntüde "vahşi" kurdun ölüsü var. Ama,
boynunda bir tasmayla...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
AMERİKAN FİLM BENZERLİKLERİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
PvP ServeR Tanıtım MeKanıNız... :: Eğlence Bölümü :: komik yazılar-
Buraya geçin: